Görsel Sanatlar Eğitimi ve Teknoloji
Dr. Enver YOLCU
19.
ve 20. yüzyılda yaşanan bilimsel ve teknolojik gelişmelerin, sanatın ve sanat
felsefesinin dönüşümünde çok önemli etkileri olmuştur. Toplumsal olaylar,
savaşlar; ekonomik, kültürel ve siyasal etkenlerin yanı sıra, etkin biçimde
sanatsal anlatımın dönüşümüne katkısı bakımından bilim ve teknolojinin rolü
tartışmasızdır. En fazla özgün sanat akımının 20. yüzyılda ortaya çıkmış
olması, bu yüzyıldaki bilimsel, teknolojik ve endüstriyel gelişimlerin etkisini
işaret etmekte; akımların manifestoları da bu durumu desteklemektedir.
20.
yüzyılda, birlikte hızlı teknolojik gelişimlerinin bir sonucu olarak sanatta
geleneksellikten uzaklaşma ve yeni anlatım biçimleri yaratma çabaları hızla
devam etmiş, sanat nesnel olanla bağlarını koparmaya ve nesneyi sorgulamaya
başlamıştır. “Görsel nesne” yerini “imge nesne”ye bırakmış; kavramsal
anlatımlarla sanatçı özgür bir yaratma ortamı yakalamıştır.
21.
yüzyılı yaşadığımız günümüz dünyası “Bilgi Çağı / Bilişim Çağı” olarak
adlandırılmakta ve yoğun teknolojik gelişime tanık olmaktayız. Bilgisayar ve
internet, uzaklık ve zaman kavramına yeni boyutlar getirmiş; bilişim,
yaşantımızın vazgeçilmezi olmuştur. Sürekli ve yoğun olarak bilimsel ve
teknolojik gelişmelerin yaşandığı bir dünyada, sanat ve sanat eğitiminin, bu
dinamik ve baş döndürücü hız kazanan gelişmelerin gerisinde kalması
düşünülemez. Sanatın, 19. yüzyıldan itibaren beslendiği kaynaklardan olan bilim
ve teknolojik gelişmelere sırt çevirmesinin söz konusu bile olamayacağı
gerçeği, sanat eğitiminde teknolojinin ne kadar önemli olduğunun da bir
göstergesidir. Yani, teknolojiyle bütünleştirilmeyen bir sanat eğitimi,
çağdaş sanatı anlamaya ve yorumlamaya katkı sağlayamaz.
İleri
toplumlar, eğitim planlarını bilim, teknoloji ve sanat bileşkesinde hızlı
gelişmelerle yapılandırmaktadır. Ülkemizdeki ilköğretim okullarının sanat
eğitimi ile ilgili sorunları arasında, günümüzün teknolojik donanımların
kullanılamaması yer almaktadır. Hâlbuki günümüz çocukları neredeyse bilgisayar
ve internet ortamına doğmaktadır. İlgisi, bir şekilde bilgisayara ve sınırsız
internet ortamına kayan genç kuşakları, sanat eğitiminin hizmetine
sunulabilecek teknolojiden uzak tutmak, doğru bir yaklaşım olmasa gerek.
Ancak, sadece öğretmenin katkılarıyla donatılamayacak derecede pahalı olan bazı
materyallerin sanat eğitiminin hizmetine sunulmasında, okul yönetimlerinin
katkısı inkâr edilemez. O nedenle, Görsel Sanatlar öğretmenleri okul
yöneticileriyle sağlıklı iletişimler kurup teknolojik eğitim materyallerine
duyulan ihtiyacın gerekçelerini iyi anlatabilmeli; eğer yoksa öncelikli olarak
bir atölyenin kurulmasına çalışmalıdırlar. Sanat eserlerinin slaytlarının
arşivini oluşturabilmek için kalitesi yüksek bir fotoğraf makinesi okula
kazandırılabilmelidir. Müze ve sanat galerilerine yapılan gezilerin ya da
öğrencilerle yapılan çeşitli sanatsal etkinliklerin video görüntülerini
alabilmek için bir video-kamera ve oynatıcının görsel iletişim açısından önemi
yadsınamaz. Unutulmamalıdır ki, gerekçeleri iyi anlatılmış her türlü
eğitim-öğretim materyallerinin imkânlar ölçüsünde okula kazandırılmasında, her
yönetici ciddi gayret gösterir. Bu bağlamda, okul-aile birliğinden,
sanatseverlerden, sponsorlardan/destekleyicilerden katkılar alınabilir.
Ne
var ki, birçok materyale sahip olunsa bile, salt uygulamaya dayalı bir sanat
eğitimini yeğleyen bir programla sanatsal öğrenme gerçekleşemez. Uygulamalı
çalışmalar sırasında zaten zorluklar yaşanan ortak dersliklerde öğrencileri
sanat tarihi, sanat eleştirisi ve estetik etkinliklerinden uzak tutmak, sanat
eğitiminde önemli bir yeri olan zihinsel süreçlerin kapsam dışına itilmesine
neden olacaktır. Oysa bir öğrenci, kendisinin ya da bir başkasının eseri
hakkında eleştirilerde bulunabilmeli; sanatın toplum ve birey üzerindeki
etkilerini tartışabilmeli; görsel okur-yazarlığını gösterebilmeli; yurdumuzda
ve dünyadaki sanatsal olaylar ve gelişmelerden haberdar olabilmeli,
karşılaştırmalar yapabilmelidir.
Sonuç
olarak; hiçbir yöntem gibi, hiç bir teknoloji de yetkin bir öğretmenin
katkılarının yerini alamaz. Teknolojinin, iyi bir alan bilgisi ve öğretmenlik
formasyonuna sahip, sanat eğitiminin gerekliliğine içten inanmış; gayretli,
fedakâr ve yetkin öğretmenlerin katkılarıyla ancak etkili olabileceği gerçeği
unutulmamalıdır.
(*)
Kalenin Sesi Gazetesi, 06 Mart 2012’de yayımlanmıştır.